Bayburt
DOLAR42.4574
EURO48.9616
ALTIN5523.5

Çalışkan: “Dünya İnsan Hakları Gününe Doğu Türkistan'ın gölgesi düştü

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Çalışkan: “Dünya İnsan Hakları Gününe Doğu Türkistan'ın gölgesi düştü
Abone ol

Türkiye Kamu-Sen Bayburt Şube Başkanı Ahmet Çalışkan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününe Doğu Türkistan'ın gölgesi düştüğünü ifade ederek, “1757 yılından beri Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, boğazımızda düğümdür. 1,5 asırdan beri zulme uğrayan, soykırım gören, evlerinden yurtlarından edilen soydaşlarımızın görmezden gelinmesi dünya nezdinde bir anlam ifade etmiyorsa bugün dünyada insan haklarından söz etmek mümkün değildir” dedi.
Ahmet Çalışkan, tüm dünyada temel hak ve özgürlükler konusunda yaşanan sorunların, evrensel değerlerin bir grubun eline teslim edilmesinden dolayı ortaya çıkmakta olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“İnsan hakkı kavramının temel tanımıyla insanın sadece insan olarak doğmuş olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade eder. Bu haklar, insanın yapısına ve değerlerine ilişkin bilgilerden türetilmiştir. İnsanın sahip olduğu değerleri geliştirmek, insanlığın davası olmalıdır. İnsan haklarını var edebilmek; eldeki imkânlarla, insanlığın geldiği noktayı ve insan olarak değerini korumakla olur.
Bir canlının en önemli hakkı, yaşama hakkıdır. Ona yaşama hakkı tanımadan başka hak ve özgürlüklerden faydalandırmaya çalışmak anlamsızdır. Bugün dünyanın birçok bölgesinde hak ve özgürlük kisvesi altında katliamlar yaşanmaktadır. Eğer evrensel bir değeri, bir zümrenin uhdesine bırakırsanız, artık o değer evrensel olmaktan çıkar ve kişisel bir durum halini alır.
Ne yazık ki; tüm dünyada temel hak ve özgürlükler konusunda yaşanan sorunlar, evrensel değerlerin bir grubun eline teslim edilmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Baskın güçler, kendi çıkarlarına uygun bulduğu toplumlar için demokrasi ve insan hakkını öngörmekte, bunun dışındaki toplumlara ise yaşama hakkı dahi tanımamaktadır. Hep söylediğimiz gibi, biz yüreğimizde Irak’ta dökülen kanın sızını duyuyoruz. Biz dağlık Karabağ’da yaşanan Hocalı soykırımına ağıtlar yakıyoruz. Filistin’de, Arakan’da yaşananlara ağlıyoruz. 1974 Kıbrıs Harekâtından önce Türklere yapılan soykırıma varan etnik temizlik mezalim hafızalarımızdan silinmez. İran Türklüğünü unutmayız, unutamayız. Batı Türklüğüne karşı Avrupalı ülkelerin yürüttüğü asimilasyon temelli entegrasyona, inançlarımıza ve dilimize karşı yürüttüğü anlaşılmaz tutuma hep birlikte “Hayır” deriz. 1757 yılından beri Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, boğazımızda düğümdür. Bir buçuk asırdan beri zulme uğrayan, soykırım gören, evlerinden yurtlarından edilen soydaşlarımızın görmezden gelinmesi ne Türkiye ne de dünya nezdinde bir anlam ifade etmiyorsa bugün dünyada insan haklarından söz etmek mümkün değildir.
Çin zulmünden kaçan soydaşlarımız, anayurtlarında yaşayan yakınlarından haber dahi alamazken, zulmün boyutlarının soykırıma dönüştüğü görülmektedir. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın binlerce yıldır yaşadığı topraklar işgal altında olduğu gibi seyahat özgürlükleri kısıtlanmakta, doğum kontrolü yoluyla nüfuslarına müdahale edilmektedir. Biz, öncelikle yaşama hakkına inanırız. Yaşama hakkı topluma ve onun siyasal örgütlenmesi olan devlete ciddi ve ağır görevler yüklemektedir. Devlet bir yandan insanca yaşama hakkının sağlanması için gerekli hukuksal örgütlenmesini kurarken, diğer yandan da toplumda var olan ekonomik, sosyal tüm zayıflıkları gidererek, ilkeli ve objektif yaşam şartlarını oluşturmalı ve korumalıdır.
Bunun için kanunlar çerçevesinde her türlü önlemi almak zorundadır. Yaşama hakkı öyle önemlidir ki, vatandaş için devletin varlığı anlamına gelir. Devlet yaşama hakkının korunması için bir taraftan hukuksal düzenlemeler yaparak bu hakkı güvence altına alırken diğer taraftan da ekonomik ve sosyal yönden önlemler alarak insanca bir yaşam sağlamak için gerekli koşulları hazırlar.
Çin hükümeti, zorla kendi topraklarına kattığı ve zorla vatandaş yaptığı soydaşlarımızdan yaşama hakkını dahi esirgerken hangi insan hakkından bahsedecek, hangi değerleri savunacağız? Bu nedenle özellikle Birleşmiş Milletlerin dünyanın kanayan yarası haline gelmiş olan bu soruna eğilmesini istiyoruz. Dünya İnsan Hakları Gününde Türk hükümetinin de Birleşmiş Milletler nezdinde derhal girişimlerde bulunmasını bekliyoruz.
Bir sendika olarak örgütlenme ve hak arama mücadelemizi temel insan hakkı olarak kabul etmekte, kutsal bir hak olarak telakki etmekteyiz. Bu hakkımızı kullanmak noktasında, ülkemizdeki düzenlemeleri ve uygulamaları uluslararası sözleşmelerle belirlenen standartlara çıkarmak için mücadele vermekteyiz.
Ülkemizi yönetenlerden talebimiz, uygar toplumlarda olan ekonomik, sosyal ve sendikal hakların ülkemiz çalışanlarına da sağlanması yönündedir. İnsan hakkı, kuşkusuz bir evrensel değerdir. Ne bu değeri sahiplenmek ne de onun dağıtımını yapma hakkını kendi tekelinde görmek insan hakkı kavramının özüne uygundur. Bugün gelinen noktada insanlık için tek çıkar yol, barış içinde kardeşçe yaşamayı hedef alan bir düzen sağlamaktır. Yaşama hakkı temelinde, nimetin ve külfetin eşit paylaşıldığı demokrasiler inşa etmek zorundayız. Bizler insan hakkı gibi kavramları; demokrasi, özgürlük gibi erdemleri birilerinin tekeline bıraktığımız sürece yaşanan sorunlar devam edecek, bu kimseler adaleti, istediği kimselere istedikleri kadar dağıtacaklardır.
Unutulmamalıdır ki; insan hakkı kisvesi altına sığınıp, katliam yapanlar karşısında; yaşama hakkını kullanmak isteyenlerin verdiği mücadele daha kutsal, daha erdemli ve insan haklarına daha uygundur.
Bu nedenle insan haklarından bahsederken, yapılması gereken ilk şey, insan hakkını zümrelerin, grupların ya da sermayenin tekelinden kurtararak gerçek sahibi olan insana, şartsız, koşulsuz, amasız teslim etmektir”

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Arıların "Tatlı Uykusu" BaşladıÖnceki Haber

Arıların "Tatlı Uykusu" Başladı

Bayburt’ta Sis ve Soğuk HavaSonraki Haber

Bayburt’ta Sis ve Soğuk Hava

Yorum Yazın

24 Kasım Programında Öğretmenlere ‘Geleceğin Mimarları’ Mesajı
CHP Bayburt Heyeti, Öğretmen Kökenli Başkanların Kabirlerini Ziyaret Etti
Denetimsizlik Gıda Zehirlenmesini Artırıyor, Halk Tehlikede!
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alıyor
Bayburt Jandarmasından 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne Özel Kutlama
Türk Eğitim-Sen Bayburt Şubesi'nde Kongre Sonuçlandı Ahmet Çalışkan Yeniden Başkan
Bayburt’ta Kolon ve Rektum Kanseri Ameliyatları Başarıyla Gerçekleşti
Bayburt, 2. Anadolu Opera Festivali ile Sanatla Buluştu
Bayburt’ta Kaldırımlar İşgal Altında, Belediye Sessiz Kalmaya Devam Ediyor!
Bayburt’un Yaşayan Mirasları Bi’ Buluşmada Konuşuldu
Kışla’da Ağırlanan Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri Mehmetçikle Buluştu
MHP Bayburt Merkez İlçe Başkanı Çalışkan; "Bu Mesele Siyasi Değil Bayburt’un Geleceğidir"
Bayburt Üniversitesi Boks Şampiyonasında Türkiye Şampiyonu
Gümüşhane’de Pansiyonda Pide Yiyen 29 Öğrenci Hastanelik Oldu!
TÜİK Verileri Açıkladı. Bayburt, Türkiye'nin En Uzun Yaşayan 16. İli Oldu
Bayburt Kent Konseyi’nden Şehir Görünümüne Adım
Müftü Danacı, Oruçbeyli Köyündeki Kur’an Kursu Son Durumunu İnceledi
Bayburt'un İlçesi Aydıntepe'de Yeraltı Şehri Projesinde Sona Doğru
Bayburt’ta İl Müftülüğünden Evliliğin Önemi Hakkında Seminer
İzmir Aliağa Derneği’nde Mahmut Kaya Dönemi
Düğün Olsa 2025

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar