Üni Fm'den Kadınlar Gününe Özel Radyo Programı
GÜNDEM8 Mart Dünya Kadınlar günü münasebetiyle Bayburt Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde görevli Sosyolog Suna Karadağ ve Kuran Kursu Öğreticisi Hatice Ozan Okur radyo programına katıldılar.
Üni Fm radyosunda yayınlanan ve moderatörlüğünü Talat Saka’nın yaptığı programda Karadağ ve Okur "Mevzuatta Kadın Hakları ve İslamda Kadının Yeri" konusuyla ilgili açıklamalarda bulundular.
8 Mart'ın Çıkışı Noktası ve önemi nedir?
Evet,Tarihi 1802'lü yıllara dayanan 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün ilk çıkış noktasına baktığımızda; ABD'nin New York kentinde bir dokuma fabrikasında çalışan kadınların daha iyi çalışma koşulları istemi nedeni ile başlattıkları grevde feci bir yangın çıkması ile hayatını kaybeden 1298 kadının anılması üzerine başlatılan sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun,16 Aralık 19777'de 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günün olarak anılmasının kabul edilmesiyle süregelen ve günümüzde de hala bir çok ülkede kutlanılmaya devam eden özel bir gündür.Bizim ülkemizde de ilk kez 1921 yılında kutlanılmış ve bugünde kutlanılmaya devam etmektedir.bugünü (8 Martı) kadın halklarının,kadınlara eşit haklar verilmesinin dünya barışını güçlendireceği fikri ile 1977 yılında beri kadın halklarının bir simge günü olarak değerlendirebiliriz.
Bizim Ülkemizde Ne gibi Etkileri Olmuştur?
Tabi bu dönemlerde dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlara yönelik bir takım radikal haklar verilmesi söz konusu olmuştur.Özellikle bu yıllarda modern manada kadın hakları için Cumhuriyet dönemini milat kabul edebiliriz.Bu dönemde Medeni Kanunun Kabulü ile kadınlara,erkeklere eşit miras hakkı,eşinden boşanabilmeyi talep edebilmesi,nafaka isteyebilmesi ve mal varlığı üzerinde tam yetkisinin olması gibi haklar verilmiştir.Yine akabinde 1930-1934 yılları arasında Kadınlara yönelik seçme ve seçilme siyasal haklarının tanınması gibi bir dizi hakların tanındığı ve işlevsellik kazandığını görüyoruz.
Genelde Toplumun büyük kesimi tarafından tedbir kararları çok eleştiriliyor. Bunun Nedeni Nedir?
Burada şunu yanlış anlamamak lazım.Kadının beyanında dayanılarak erkeklere tedbir veriliyor fakat bunun toplumumuz tarafından ceza olarak algılanmaması gerekir.Çünkü iş dava boyutuna gittiğinde hakim bütün delilleri değerlendirerek karar veriyor.6284 sayılı Kanun sadece hızlı olmak ve işlenebilecek birtakım suçların önüne geçebilmek için hakim tarafından tedbir kararı verilmesini düzenliyor.Yani belirttiğimiz gibi tamamen oluşabilecek risklerin önlenebilmesi ve mağdurun korunması amacı ile alınan bir dizi tedbirleri içerir.
Yakın Zamanda Ne gibi politika ve Projeler vardır, Kadın Haklarına Dair?
Yine Ülkemizde politikalar açısından şüphesiz bir çok politika var;baktığımızda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü çerçevesinde kadınlara yönelik yürütülen bir çok çeşitli uygulama görüyoruz.Bu uygulamalardan belki de en önemlisi özellikle son yıllarda şiddettin önlenmesine dair mesela şiddete maruz kalan kadınları korumak için kadın konukevi sayılarının arttırılması,yine bu konuk evlerinde veya şiddet önleme merkezlerindeki çalışan personeller yönelik psiko-destek eğitimlerinin verilmesi gibi çok çeşitli uygulamalar söz konusu olmakta,yine 2021-2025 yıllarını kapsayan bir Eylem Planı var Türkiye de Kadına Yönelik Şiddet Mücadele de Ulusal Eylem Plan olarak geçen bu eylem planı içerisinde tabi ki ulaşılmak istenen bir çok hedef ve hedeflere yönelikte bir takım stratejiler yer almaktadır.Yine belge olarak ulusal düzeyde kadınlarımızı ve aile birliğini koruma ve destekleme özelliği sahiptir.
Bütün bu söylediklerimin dışında kız çocuklarınızı güçlü,kendine yetebilen ve hakları bilen,erkek çocuklarınızı da kadınların haklarına saygı gösteren bireyler olarak yetiştirmenizi diliyorum.bu sayede kadınlara işlenen suçlar azalacak belki de bir zaman sonra tarihe karışacaktır.
İslamiyet'te kadının önemi nedir? İslamiyet'ten önce "cahileye dönemi" diye adlandırdığımız dönemde kadının sosyal statüsü,toplumdaki yeri nasıldı?
İslamiyetten önceki dönemde hiçbir toplumda kadınlara gereken değer verilmediği gibi,yine İslamın ortaya çıktığı Arap toplumunda da, aynı durum söz konusuydu.İşin daha da kötüsü,kadınlar,horlanmaya ve hakir görülmeye adeta mahkum edilmişlerdi.İşin bir başka acı yönü de bu dönemde kız çocuğuna sahip olmak,nefislerine ağır geliyor,hatta bir kız çocuğunun doğumu kendilerine doğumu kendilerine müjdelenenle, belli bir zaman kavminin yanına çıkamıyorlar,bazıları da,o masum yavruları diri diri toprağa gömüyorlardı.Kadınlar savaşta kazanılan bir ganimet ya da pazarda satın alınan ticari bir meta durumundaydı.Cahiliye devri Arap toplumunda kadının durumu böyle iken,Yahudi ve Hristiyan toplumlarında da,durum bundan pek farklı değildi.Mesela Yahudiler,her sabah dualarında:"Ezeli ilahımız,kainatın kralı,beni kadın yaratmadığın için hamdolsun" diye ilahına övgüde bulunurlarken, Hristiyanlar da :"Erkek kadın için değil,fakat kadın,erkek için yaratıldı."gibi sakat bir anlayış içindeler.Semavi dinlerin değiştirildiği,her türlü zulmün,ayrıcalığın,haksızlığın yapıldığı böyle bir dönemde İslamın tecellisi ile kadın gerçek değerine sonunda vakıf olabilmiştir.
İslam'ın tecellisi ile birlikte kadının hayatında neler değişmiş,toplumdaki rolünde,statüsünde ne gibi değişiklikler olmuş,nasıl hak ve kazançlar elde etmiştir?
Aslında İslamiyet ile birlikte, Her insanın doğuştan sahip olduğu dini,sosyal,ekonomik haklar herhangi bir cinsiyet ayrımı yapılmadan,herkese tanınmıştır.İslamiyetle birlikte kadına verilen haklar;kendi hür iradelerini serbestçe beyan etmeleri,evleneceği eserlerini seçme, boşanma ve boşanma talebinde bulunabilme hakları,mülkiyet edinme ve servet paylaşımı,eğitimle insanlara ışık tutma, Vilayet...gibi bu ve daha fazla hak ve özgürlüklere sahip olabilmişlerdir.
İslamiyette Aile Hukukunda kadın ve erkeğin rolü nasıl olmalı,bu hususta Peygamber Efendimizi kendimize nasıl örnek almalıyız?
İslam,evlenip bir yuvaya sahip olmaya yani aile müessesesine büyük önem vermiştir.Evlenerek bir yuva kuran esler,sevinç ve üzüntüde,darlık ve genişlik günlerinde birbirine yardımcı olmakla yükümlüdürler.Çocukları bir ana şefkatiyle yetiştirilip terbiye etmede,kurulan yuvaya sahip çıkıp düzeni yürütmede kadınlar,erkeklere nisbetle daha becerikli ve daha duyarlı oldukları malumdur.
İslamda kadın erkek ayrıcalığı veya erkeğin kadına üstünlüğü var mıdır?
Gerek kadının gerek erkeğin birbirinden üstün tarafları vardır.Aile çatısı altında,her iki tarafın üstün meziyetleri birleştirilir ve böylelikle ailenin ihtiyaçları yanında,saadeti de temin edilmiş olur.
Temel İnsani Haklar kapsamında İslamiyetin kadına verdiği haklar konusunda bilmemiz gerekenler neler?
İslam hukukunda,bir insan olarak erkeğe tanınan temel hakları kadına da tanınmıştır.Buna göre hayat hakkı,mülkiyet ve tasarruf hakkı,kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı,mesken dokunulmazlığı,şeref ve onurun korunması,inanç ve düşünce hürriyeti,evlenme ve aile kurma hakkı,özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı,geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında fark yoktur.Kadının maddi ve manevi kişiliği, malı, canı ve ırzı erkeğinki gibi değerlidir;her türlü hakaret, saldırı ve iftiradın korunması gereklidir.Aksine davrananlar hakkında İslam hukukunda ağır cezai hükümler konulmuştur.
İlginizi Çekebilir