© Bayburt Haber 2007 - 2024

Türk Sağlık-Sen: “Ek Ödeme Değil Tek Ödeme İstiyoruz”

Türk Sağlık-Sen Bayburt İl Temsilcisi Dr. Eser Esen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde sağlık çalışanlarının karşılaştığı sorunların çözülmesini ve taleplerinin karşılanmasını istedi.

Türkiye Kamu-Sen Bayburt Şube Başkanı Ahmet Çalışkan’ın da katılımıyla sendika merkezinde yapılan açıklamada sağlıkçıların sorunlarını dile getiren Esen, “Ek ödeme değil tek ödeme istiyoruz. Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir. Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir” dedi.
Dr. Esen’in açıklaması şöyle:
"Sağlıkçılar yaptıkları hizmetle tarihe geçtiler"
“11 Marttan bu yana Türkiye salgınla mücadele ediyor. Sağlık Bakanlığı bu mücadelenin kurumu olarak bugüne kadar yaptıkları ile hep takdir topladı. Sayın Bakan Bilim Kurulu, günlük açıklamalar ve tedbirler konusunda başarılı bir yönetim performansı ortaya koydu. Hiç şüphesiz ki  salgınla mücadelenin kahramanlarıda sağlık çalışanları oldu.
Tüm zorluklara rağmen olağanüstü bir çalışma azmi, kendi hayatlarını hiçe sayarak gösterdikleri fedakarlık, ailelerinden aylarca uzak kalarak yaptıkları hizmetle tarihe geçtiler.
Binlerce arkadaşımız virüse yakalandı, hayatını kaybederek şehit olanlar oldu.
Bugün bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, hasta olan tüm arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Salgının ortaya çıktığı ilk günden beri süreç çok kritik olduğu için bizde oldukça hassas davrandık. Sağlık hizmetlerinin sıkıntıya girmemesi, sağlık çalışanlarının sağlığının korunması adına uyarılarda ve önerilerde bulunduk.
"Ek ödeme ikinci bir maaş gibi gösterildi"
İlerleyen süreçte sağlık çalışanlarının alkışlandıklarını, milletin ve devletin her kademesinden sağlık çalışanlarına teşekkür edilip, takdir edildiklerini hep beraber gördük.
Her ne kadar alkışlar ve teşekkürler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarını bitirmekten geçtiğini belirterek temel meselelere çözüm istedik.
Çalışanların emeğinin karşılığını ödeyecek bir değer olmadığını ama alın terlerininde heba edilmemesini ısrarla dile getirdik.
Ne yazık ki 6 aylık bu süreçte 3 ay süren adı tavandan ama kendi yavandan olan bir ek ödeme ile sorunların geçiştirilmesi, bırakın yarınımızı güvence altına almayı, günü kurtarma değil ancak saati kurtarmak adına yapılan bu işle tüm sorunlar çözülmüş gibi bir hava oluşturuldu.
Her yanı adaletsizliği nedeniyle dökülen ek ödeme sanki ikinci bir maaş gibi gösterildi.
Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filyasyon çalışmasında aktif görev alan aile hekimliği çalışanlarına bir kuruş bile ödeme yapılmayarak adeta emekleri yok sayıldı. Diş Hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi.
Halbuki sağlık çalışanlarının beklediği gerçek anlamda ve adaletli bir şekilde ücretlerinde artış yapılmasıydı.
Biz bu konuda taban aylığa artış yapılması talebimizi gündeme getirmemize rağmen ücretlerde bir iyileştirme olmadı.
3600 Ek gösterge sözü
Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz.
Ek Ödeme değil Tek Ödeme istiyoruz.
Onu da maaş zam olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür.
Bunun dışında;
3600 Ek gösterge sözü bir an önce hayata geçmemiştir.
Salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şehit sayılarak geride bıraktıkları ailelerinin mağdur olmaması talebimiz için adım atılmamıştır.
Tüm çalışanlara kadro verilerek kesintisiz süren sağlık hizmetlerinde sözleşmeli, vekil ebe hemşire, kamu dışı sağlık personeli gibi istihdam modellerinin terk edilmesi isteğimize olumlu bir yanıt verilmemiştir.
Döner sermaye sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gibi konularda maalesef gelişme kaydedilmemiştir.
Yıprananın kim olduğunu gördüğümüz şu günlerde makul bir yıpranma payı isteğimiz bile görmezden gelinmiştir.
Salgının artığı bugünlerde Sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındalar amamutsuz ve umutsuzlar.
Kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarınınkarşılığında kendilerine yapılanları görüyorlar. Hakları verilmediği gibi hak etmedikleri bir muameleye ile karşı karşıya kalıyorlar.
Çalışanlar kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkeliler. Ek ödeme yerine maaşa zam şeklinde tek ödeme bekliyorlar.
Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır?
Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir.
Virüsle mücadele eden kahramanların başka sorunlarla boğuşmaları sona ermelidir.
Maaşlara acilen zam yapılmalı, ücretler iyileştirilmelidir. Bu iyileştirme sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli tüm çalışanları kapsamalı herhangi bir ayrıma gidilmemelidir.
Döner sermaye sorununa sosyal taraflarla görüşülerek makul bir düzeyde çözüm üretilmelidir.
Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir.
Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir.
Salgınla mücadeledeki fedakarlıkları, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir.
Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir.
Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.
"Aile Hekimliğinde çalışanlar unutulmamalı"
Aile Hekimliğinde görev yapan çalışanlara mutlaka ilave bir ücret ödemesi yapılmalı ve unutulmuşlukları sonlandırılmalıdır. Aynı şeklide Adli Tıp Çalışanlarına da salgın nedeniyle bir ilave ödeme yapılmalıdır. Çünkü birçok Adli Tıp Müdürlüğü Grup başkanlıkları pandemi kuruluşu ilan edilmişlerdir.
Sağlık çalışanları için dile getirdiğimiz taleplerimizin tamamı üniversite hastanelerinde fedakarca görev yapan arkadaşlarımız içinde geçerlidir. Bu konuda YÖK ve rektörlükler üstlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidirler. Kendi kuruluşlarında ne çalışanları mağdur edecek uygulamalara imza atmalı, ne de çalışanların herhangi bir ayrımcılığa uğramalarına müsaade etmelidirler.
Bugün burada yaptığımız basın açıklamasıyla sağlık çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini tekrar gündeme getirerek çözüm istedik.
Kahraman sağlık çalışanlarının daha iyi şartlarda sağlık hizmeti sunması, daha iyi çalışma şartlarına ve imkanlarına kavuşması için söz söyledik.
Bugün baktığımızda hastanelerden aile hekimliklerine, sözleşmelilerden hizmetlilerimize, doktorumuzdan sağlık memuruna her çalışanın ortak sorunları mevcut olduğu gibi hayata geçmesi zaruri talepleri de vardır.
Gayretimiz ve mücadelemiz bunların gerçekleşmesi içindir.
Umut ediyoruz ki sağlık çalışanlarının sorunlarına ve taleplerine bakış açısı değişir.
Meseleler kulak arkası, sümen altı edilmez, çalışanın aleyhine değil lehine olan düzenlemeler hayata geçer.
Bu temennilerle coronavirüs ile mücadelede Türkiye’nin dört bir yanında şifa dağıtan,  Çalışma hayatındaki tüm zorluklara ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen özverili bir şekilde hizmet eden tüm kahraman sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyorum.
Vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum;
Sağlık çalışanlarının yüklerinin hafifletilmesi için Covid-19 tedbirlerine yani maske-mesafe ve temizlik kuralına uyarak destek olun.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER